Başbakanlık Mensupları Hakkında
Millet olarak bizi birbirimize bağlayan, ayakta tutan, birlik ve
beraberliğimizi sağlayan, tarihin derinliklerinden, dinimizin yüceliklerinden,
dilimizin zenginliklerinden, sanat ve estetiğimizin güzelliklerinden gelen
kendimize özgü örf, adat ve müesseselerimiz vardır. Bu değerler asırlardan beri
nesilden nesile aktarılarak bu günlere gelmiştir. Bir
arada yardımlaşma ve dayanışma içinde yaşamamızı sağlayan değerlerimizin bu
günlere aktarılmasındaki en etkili kurumlardan biriside
şüphesiz vakıflardır.
İnsanlardaki yardım duygusunu geliştirmek, dayanışmanın önemini anlatmak ve
insanların gönül zenginliğine ulaşmasına yardımcı olmak amacı ile kurulan
vakıflar, geçmişin gelecekte yaşatılmasını sağlamaktadırlar.
Bireysel hizmetler kurumsallaşarak vakıf müesseselerini meydana getirmektedir.
Kelime anlamı olarak, bir hizmetin gelecekte de hizmet olarak devamını sağlamak
amacıyla kendi istekleri ile resmi yollarla bağışlanan mülk ve paralara vakıf
denilmektedir. Kurumsallaşan bu hizmetler sonucunda birebir insana yapılan
yardımlar, çevre, temizlik, tarihi eser korunması, hayvanların gözetilmesi,
sağlık ve benzeri hususlarda hizmetler veren vakıflar vücuda gelmiştir.
Medeniyet tarihimize bakıldığında vakıf faaliyetlerinin
Anadolu’da yaygın olduğunu görmekteyiz. Dinimiz, yardımlaşmayı ve ihtiyacı
olanlara destek olmayı dini temeli saymıştır. Vakıf müessesesinin tarihi çok
eskilere dayanmaktadır. İslâmiyet’ten önce en eski vakıf müessesesi Kâbe’dir.
İlk mimarı Âdem (as) olduğuna göre vakıf medeniyeti insanlık tarihi ile aynı
yaştadır.
Vakıflar Osmanlılar zamanında daha da yaygınlaşmış olup,
Cumhuriyetin kuruluşundan sonra da etkinliğini aynı ölçüde sürdürmektedir.
Osmanlı döneminde vakıf müesseselerine o kadar çok önem verilmiş ki, bırakın insanları, başıboş dolaşan sokak hayvanları için,
ağaçları korumak için bile vakıflar kurulmuştur. Osmanlı döneminde, vakıf
müesseseleri bir medeniyet halini almıştır. Osmanlı hâkimiyetinin bir adına da
“vakıf medeniyeti” de denilmektedir.
Osmanlı padişahlarından Kanuni Sultan Süleyman’ın vakıf duası ve
vakıf bedduası, Ecdadın vakıf konusundaki hassasiyetini daha iyi anlayabilmek için
önemli belgelerdir.
1996 yılında Başbakanlık mensupları arasında sosyal ve kültürel faaliyetlerin yapılmasını ve bu anlamda personel arasında
yardımlaşmayı ve dayanışmayı sağlamak ve güçlü bir hale getirmek amacı ile kısa
adı BAŞVAK olan Vakfımız kurulmuştur. Kuruluşundan bu yana görev yapan Yönetim
Kurulu üyeleri vakfı bir adım daha ileriye götürebilmek için özveri ile
çalışmışlardır.
Vakfımız,
üyeleri adına geliştirdiği projelerini bir bir hayata
geçirmektedir. Yine üyelerimiz adına başlanılan projelerden bazıları
neticelenmiş, bazılarında da son aşamaya gelinmiştir.